Aşkın kişiye göre değişen bir çok tanımı ve anlamı vardır. Aşk ;acıdır, aşk;mutluluktur, aşk;mantıksızdır gibi… Yıllardır da aşk; araştırmalara, denemelere,edebiyata, sanata konu olmuş çok geniş bir yelpazedir. Yaklaşık 30 yıldır da psikolojinin araştırma konuları arasında yer almıştır.
Psikolojik açıdan baktığımızda aşk yaşanılması, yaşatılması gereken bir duygudur şüphesiz, çünkü; temelinde sevgi vardır.Önemli olan aşkı nasıl yaşadığımızdır.Aşk tanımını değişken kılanda aşkı yaşama,anlamlandırma biçimimizdir. Yani aşkı yaşadığımız kişiye yüklediğimiz anlam bizim kendi aşk tanımımızı yapmamızı sağlar.
Sağlıklı psikolojiye sahip bireylerin aşk hayatını sorguladığımız zaman karmaşık bir tablo çıkmaz çoğu zaman karşımıza.Çözümlenmesi ve anlaşılması kolaydır.Ne zaman ki aşk bağımlılık haline gelir o zaman ciddi sorunlar ortaya çıkmaktadır.Genellikle bağımlı kişiler her şeye bağlandıkları gibi aşka da bağımlı olarak hayatını sürdürür.Bağımlı kişiler, karşı cinsin ona zarar vermesine,aşk artık bir işkence halini almasına rağmen ayrılığı göze alamaz.Bu durumda şikayetçi olsa bile o kişiyi terk etme cesaretleri yoktur.Karşı cinsin ayrılığını da kabul edemez.Ayrılmamak namına tüm çabasını ve gücünü sarf eder.Ayrılığın yaşandığı zamanlarda da sürekli bir “ayrıl –barış” durumu içerisindedirler.Ayrıldığı dönemde “bir daha asla dönmeyeceğim,bitti,bu son” gibi cümlelerin yanında nefret cümleleri de eklenerek ayrılık desteklenir.Ancak bu cümlelerin bilinçaltında hiçbir anlamı olmadığından yerine getirilmişliği de yoktur.Tüm o yaşanılanları ve ayrıldıktan sonra söylediği cümleleri, kişi kendisi yaşamamış,söylememiş gibi tekrar eskiye dönebilir ve bu defalarca tekrar eder. “ Aşk bağımlılık mıdır?” sorusuna gelince tüm bunların dahilinde ‘aşk’ bağımlı kişilerce acı halini alan psikolojik bir sıkıntıdır.Sağlıklı psikolojiye sahip bireylerde ise ‘aşk’ mutluluk ve doyum kaynağıdır.
Bağımlı kişiler yaşadığı aşktan genellikle memnuniyetsiz ve mutsuzdur ancak bundan vazgeçemezler.Derin acı ve yıpranmışlık içindedirler.Bununla beraber kişinin arkadaş ilişkileri,iş hayatı,aile hayatı kötü gidişat göstermektedir.Çünkü bireyin tek uğraşı ve gayesi vardır o da; aşk yaşadığı kişiyi düşünmektir.Sürekli sevgilisine ulaşma isteği içindedir, “nerede, ne yapıyor” düşüncesiyle gününü geçirir.Dolayısıyla kaliteli yaşamdan uzak bağımlı bir hayat sürdürür.
Bu kişilerin durumlarının farkına varmalarını sağlamak, aşkın acısından çok mutluluğunu tatmak için uzman yardımına başvurulmalıdır.İlerleyen zamanlarda kişi kendi ruhsal yıpranmasını da düşünerek önlem almasında fayda vardır böylece daha sıkıntılı boyutlara ulaşmamasına engel olunmuş olur.
Eğer aşk size fazlasıyla ızdırap veriyorsa o gerçekten aşk olmayabilir.Çünkü aşk temelinde sevgi olan duygunun bir ürünüdür.Sevgiden acı çekmek bir problemin belirtisidir.Tüm bunların bilincinde olup güzel ,mutlu aşklar yaşamanız dileğiyle…
Psikolog Gülşah Pınaroğlu